İçinde Bulunduğum ve İçimde Bulduğum Bu Kargaşada
Geçenlerde gördüğüm bir rüyayla bir süredir düşündüğüm bir şeyin farkına vardım: olaylar, olgular, şahıslar ve sahip oldukları arasında kişinin kafasının nasıl karışabileceğinin.
Yaratılan ikilemlerin ve zorunlu tercihlerin
dayandığı sebebi fark ettim.
Bir şeyi onaylamanın ötekini reddetmek; reddetmenin de başka bir şeyi onaylamak olduğu zor ama kolay seçimler yapılmasının ve genel kanının halen bunu paylaşmasının sebebi böyle seçimlerin gerek
seçim yapanlar gerek seçimi oluşturanlar açısından barındırdığı konfor. Zor ama kolay, zor çünkü bu bir karşıtlar arasılık seçimi ve bu seçimin sonrasında kişiyi bir aidiyet bağıyla bağlaması göz ardı edilemeyecek bir olasılık.
Kolay, çünkü indirgenmiş iki seçenek arasından yapılan bir seçim her zaman için daha az kafa karışıklığı ile gerçekleşecek ve son bulacaktır.
Öte yandan bu anlayışın reddedilerek daha özgür, çok seçenek arasından ve zorunlu
bağıntılar olmaksızın yapacağı seçimler kişiyi gerek seçerken gerek yaşarken zorlu haller içine sokabileceği gibi kişiyi büyük bir olasılıkla rahat bir anlayışın dışında bırakacaktır. Kişinin kendi haklarını arttırarak eline
geçirmesi kendi sorumluluklarını da aynı oranda arttıracaktır. Bir başka deyişle kişinin kendisi olabilmesi ancak birtakım bedeller ödemesiyle mümkündür.
Zaten kargaşanın temel sebebi de budur. Kişinin içinin ve dışının
durumu karşısında giriştiği ya da girişmediği muhasebeler, muharebeler ve kendi kendini çıkardığı mahkemeler bütünüyle bunun ürünüdür.Aşk, siyaset, başarı, dostluk, sevgi, fakirlik, cinsellik gibi iç ve dış meselelerin birbiriyle
ilişkilendirilmeleri ve değişimlerin kişiyi soktuğu ruh hali kişinin zihninin zincirlerini açıp açmayacağına verdiği kararıyla alakalıdır.
- Mustafa Özaydın